ŞAHLAN (ŞEYHA)
Şahlan, yörede daha çok yükselmeyi, büyümeyi, onuru,gururu, kahramanlığı simgeleyen bir sözcük olarak kullanılır.
Taşımacılık,ulaşım ve çete savaşlarında At’ ın önemi büyük olan bu
bölgemizde de hayvanın şahlanıp iki ayak üstüne kalkması, yükseliş ve
sevinci tanımlamasıyla, oyundaki yükseliş anındaki bağırmalar, buradaki
kahramanlık duygusunun sembolüdür.
Başlangıç ve bitiş hariç, kapalı halka halinde oynanır. Oyun
içerisindeki yaylanma, halay karakterine sekmeli koşma (Sağ yana doğru),
çöküşleri ve topuk üçlemelerinden oluşur. Ardından anlaşıldığı gibi
oyun, (Şahlanmayı,yükselmeyi) sevinci simgeler. Oyun oynanırken bu
şahlanış açıkça görülür. Erkeklik ve kadınlık varlığının sağlanması,
kahramanlık duygularının vurgulanmasıdır.
Oyun, “Hop, hopde...” komutları ile oynanır. Oyun, anonim olup, kuran
kişinin kesin bulgusu yoktur. Diğer oyunlar gibi çok fazla oynanan bir
oyun değildir. Kız-erkek karma oynandığı gibi yalnız erkek olarakta
oynanır.
ŞAVŞAT BARI (Çift Jandarma)
Şavşat Barı, genellikle türküsü söylenerek oynanan diğer bar
türlerinden, üç ayak,ağır bar gibi isimler altında toplanıp oynanan bir
oyundur.
Oyunun bulgusu ise, çok eski tarihlere dayalı bir aşk öyküsüdür. İki
genç arasında büyük bir aşk başlar. Bu karasevdayı bilmeyen kalmaz.
Birçok insan, bu gençler için nağmeler yapıp türküler söylerler. Artık
kızı istemenin zamanı gelmiştir. Genç oğlan, kızı istetir; ancak, kız
babasının kesin razılığı olmaz. Herşeye rağmen geri çevirir. Kızını bir
başkasına (Beşik kertmesi) sözlemiştir. Bahar ayları gelince köylerden,
yaylalardan göç başlar. Bu göçler halk arasında büyük eğlencelerle
tertiplenir.; bunlarda yer yer isimlendirilir. Bu mevkideki ismi ise
(Vargoda) yayık yaylamak, yayla zamanı eğlenceleri olarak bilinir. İşte
bu tarihlerde, genç oğlan,sevdiği kızın verileceği genci vurur ve köyden
kaçar. Köy halkının yaylaya çıkmasını bekler ve o gün gelir. Köy halkı,
binbir eğlence masallarıyla göçe koyulur. Uzunca bir yol aldıktan
sonra, ilk konaklayacakları mevkiye gelirler. O düzlüğün, yani mevkinin
ismi (Vaket)’tir. Vaket’e gelirler. Genç oğlan, sevdiği kızında orada
olacağını bildiğinden, bunu takip eder. Köy halkı burada eğlenmeye
başlar. Davul,zurnalar çalınır;türküler söylenir.; oynanır; koçlar
kesilir; kebaplar vurulur; yiyilip içilir. Genç oğlan, halkın arasına
gelir; uzaktan sevdiği kızı gözler,kızda sevdiğini görür ama, bir türlü
yaklaşamazlar. Bakışıp hasret giderirler. O arada genç kız, birde ne
görsün, karşıdan iki jandarma geliyor; sevdiğini götürecekleri genç
kızın içine doğuyor. Genç kız, acılar ve üzüntüler içerisinde ağlayarak
jandarmanın görünmesiyle ağıt yakarak bu türküyü söylüyor ve ağlıyor.
Oyunun türkü sözlerinde ise, Çift jandarma geliyor kaymakam
konağından, Fiske vursam kan damlar, kırmızı yanağından,böyle
esinlendiği gibi birde, Cebi dolu paketi, giyme yeşil caketi, Yar
Allah’ın seversen, gel dolanak Vaketi’nde ise sevdiği genç, yeşil bir
ceketle oraya gelir; bu, tanınırsın anlamında. Gel dolanak vaketi ise,
kaçmak anlamında sevdiği gence çağrı yaparak söylenen bir türküdür.
Daha sonra bu öyküyü yaşayanlar, gençlere atfen ve hatırlamak,
yaşatmak maksadıyla halk arasında türküsü söylenip oyuna dökmüşlerdir.
Oyun, halk arasında sıkça oynanan bir oyundur. Belli bir sayı sınırı
yoktur; kız-erkek genelde karma olarak oynanır. Oyun, çizgi ile başlayıp
yarım daire sağ yay üzerinde oynanır.
TEŞİ
Artvin ve civarında, genelde iç kesimlerde, toplu iş gücüne dayalı
birlikte yapılan çalışmalara “Meci-İmece” adıyla toplanırlar. Yöre halkı
kış gecelerinin boş geçmesi, gece eğlenceleri yapılması amacıyla, yün
eğirme, mısır ayıklama, tütün doğrama gibi bazı işlerini kış
gecelerinde, komşuları davet ederek hem çalışır; hem de gece eğlenceleri
düzenlerler. Bunlar maniler, bilmeceler,karşılıklı atma türküler ve
orta oyunları gibi eğlencelerden oluşur.
Teşi ise yün eğirmeye yarayan aracın ismidir. Teşi, ağarşak ve iğden
oluşan, ağaç bir araçtır. Bu araçla, yünden iplik yapılmasını
canlandıran yün eğirmeyi temsil eden bir oyundur. Oyun oynanırken ayak,
el figürleri ile adeta yün eğiriyormuş gibi gerçek figürlerle
gösterilir.Oyun figürleri, estetik yönden ağırlık taşır.; ayak üzerinde
esneyerek yürünür ve elde teşi ile yün eğrilir. Teşi oyunu, kadınlar
tarafından oynanır. Belli bir sayı sınırlaması olmayı genellikle
bağımsız ferdi olarak oynanır. Teşhi havası olarak ta anılan oyuna ait
ilk nota derlemesi 1945 yılında Muzaffer SARISÖZEN tarafından yapılmış
ve TRT Repertuarına kazandırılmıştır.
UZUN DERE
Uzun dere, yörede, gelinin (Puhaça) yoğururken genç kız ve kadınlar
tarafından oynanan bir oyundur. Uzun dere “İnce dere” , yörede bir yer
ismidir. Oyun. İçerisinde anlatımı bu yörede daha çok yapıldığı için,
ismini bu bölgeden almıştır. Uzun dere oyununu oynayan oyuncuların
ellerinde buğday, arpa daneleri, oyunla birlikte gelinin başına
serpiştirilir. İnanışa göre gelinin rızıklı, bereketli olması inancı
ile temsil edilir.
Gelin, hamur yoğururken teknenin içine lira veya bozuk para atılır.
Bu da aynı anlam içerisinde, gelinin, bolluk bereketlilik getirme
inancını simgeler. Hamur pişirildikten sonra etrafındakilerce yenmesi
için parça parça kırılıp dağıtılır. Ekmeğin içindeki para kime çıkarsa,
uğurlu sayıldığından saklanır. Ekmeğin içinde para çıkan kişi genç kız
veya erkekse, bu parayı gece yastığının altına koyup yattığı zaman,
kendi kısmetini görürmüş diye inanılır. Oyun, düğünlerde yüz açımı
töreninden sonra damat evinde, puğaça yoğrulup, gelinin bereketli olması
dileğiyle oynanan , belli sayı sınırı olmayıp genç kız ve kadınlar
tarafından oynanır. Oyun ferdi hareketlerle oynanır. Oyunu kuran kişi
çok eski bulgulara dayalı olup gerçek kaynağı bilinmektedir.
Yurdumuzun bir çok yöresinde adımlardan ismini alan, bölgemizde de
aynı isim altında bar türünde oynanan bir oyundur. Oyunun ağırlama,
hoplatma, hızlanma bölümleri vardır. Oyunun üç ayak adında oynanması, üç
adım kuralına bağlı olmasındandır. Oyun, tek sıra bağımlı, sağ yöne
çizilen tek sıra halinde oynanır. Bölgemizde bu tür oyunlar, bir çok
isim altında oynansa bile, hepsini toplayıcı özellik olarak üç ayak ismi
kullanılır.
Yöremizde, ağırlama bölümlerinde, bu tür oyunlarda kadınlar ve
erkekler tarafından, karşılıklı atma türküleri söyleyerek
oynanabilmektedir. Oyun, sağ yay üzerinde yarım daire formunda oynanır.
Kız-erkek karma veya yalnız bilinmemektedir. Halk arasında
düğünlerde, harmanda sıkça oynanılan bir oyundur.
ARTVİN EL SANATLARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder